Close Menu
  • Aktuelles
  • Integration
  • Politik
  • Gesellschaft
  • Gastbeiträge
Facebook X (Twitter) Instagram
  • Startseite
  • Mein Weg
  • Gastbeiträge
  • Der IT-Praktiker
  • Impressum
    • Datenschutzerklärung
    • Cookie-Richtlinie (EU)
Facebook X (Twitter) Instagram
Der Integrationsblogger
  • Aktuelles
  • Integration
  • Politik
  • Gesellschaft
  • Gastbeiträge
Der Integrationsblogger
You are at:Startseite » İnsan neden çok kitap okumalı?
Turkish Articles

İnsan neden çok kitap okumalı?

Pınar KibarBy Pınar Kibar23. Februar 2012Keine Kommentare0 Views5 Mins Read
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
Showing 1 of 1

Yeni şeyler keşfedebilmek…Düşünebilmek ve

Fikir üretebilmek için…

Kitap okumanın insan üzerindeki müsbet etkisini yazmaya kalksak, inanın ciltler dolusu kitaplar yazsak anlatamayız. Biz bu yaz

mızda sadece bir kaç maddeye değinmekle yetineceğiz. Yazımıza çok basit bir soru ile başlamak istiyorum,

Kitap nedir?

Kitap: Bir kenarından birleştirilerek dışına kapak takılmış yani ciltlenmiş, (kağıt, parşörmen vb. malzemeden üretilmiş) üzeri baskılı sayfaların toplamıdır.

Kitap , içinde tecrübeler kokan bir eserdir. İçinde bir hayat saklıdır. Kitap, bir yeniliktir yenilenmektir.

Okumayı kendisine alışkanlık edilenlerin zihinleri yeniliğe herzaman açıktır. Onlar okuyarak düşünür ve fikirler üretirler. Okumak bizi bir “bilen” yapar, hatta öğrendiklerimizi pratiğe geçirdiğimizde de bizi bir “dahi”. Kitap okumak, hayata ve olaylara bakış açımızı değiştirir, geliştirir. Zihnimizi çalıştırır bizleri hantallıktan kurtarır.

Peki, insanlar bu kadar önemli olan okumayı neden ihmal ederler?

Çünkü hayata geliş gayesini birazcık unutmuşlardır. Hayata geliş gayesini unutmayanların ellerinden kitaplar hiç etsik olmaz. Düşünen insanların hayat kılavuzları kitaplarıdır. Hayata geldiğimiz günden itibaren, kendimize hep şu soruları sormamız istendi: Ben kimim? Nereden geldim ve nereye gidiyorum?.

Soru sorabilmek veya düşünebilmek için hiç birimizin filosof olmasına da gerek yoktur. Okuyan, düşünen her insan soru sorabilir. Herkes bakar, fakat herkes göremez. Görebilmek içinde çok okumamız gerekiyor. Ben görmek ile, beden gözünden bahsetmiyorum elbet. Benim sözünü ettiğim görememezlik, beyni boş olanların körlüğüdür. Zihni boş olanlar hakikati  görmekte zorluk çekerler. Nefes alıp verebilmek için ciğerdeki oksijen ne kadar önemliyse bir insan için, „bilgi“de bir okadar mühimdir. Bilgisiz beyin, beynin ölümüdür aslında. Dolayısıyla bilgi beyinin vitaminidir. Vitaminli beyin ise büyük işler yapabilecek potansiyele sahiptir.

Eğer kendimizi, ülkemizi, yaşadığımız toplumu değiştirmek istiyorsak, veya değişmesini arzuluyorsak, okumayı gözardı etmemeliyiz. Unutmayalım, medeniyetleri kitaplar kurar. Büyük fetihler peşindeysek eğer, önce çok kitaplar devirmeliyiz.

Çünkü boş bir beyin ile büyük fetihler gerçekleşemez. Bizim ecdatlarımız okumayı kendilerine adet edinmişlerdir. Yavuz Sultan Selim o kadar çok kitap okurmuş ki, adeta gözleri kan canağına dönermiş. Günde sekiz saat kitap okuduğu da bildiriliyor. Sekiz saat kitap mı? Evet , eğer Yavuz Sultan Selim gibi olmak isteyenler varsa içimizde, evet günde sekiz saat kitap okumamız gerekiyor. Bizler, ecdadının okumaktan gözleri kızaran,  dizi ve Tv izlemekten gözleri kan canağına dönen torunlarıyız.

Biz nelere değer vermeye başladık, hiç düşündük mü? Değerlerimizi nerelerde yitirdik aceba? Hiç sorduk mu kendimize? Nasıl sorabilelim ki, soru sorabilmekte başlı başına bir yetenektir. Bu yeteneğimizi de ancak okuma ile geliştirebiliriz. Okumayan soru soramaz, soru soramayanda hayatta ilerleyemez, olduğu yerde çakılı kalır.

Biz toplum olarak pek okumasını pek sevmiyoruz diyoruz. Bırakın sucu topluma yüklemeyi, sucu kendimizde arayalım. Kendimizden başlayalım. Eğitim sadece diploma almak değildir, eğitim hayat boyunca öğrenmek ve okumaktır. Çocuklarımıza bunu empoze etmeliyiz. Evlerde hiç kitap okumayan aileler çocuklarından çok okumasını beklemesi ne kadar tuhaftır. Maalesef, “Fazla okuma kafayı yersin” diyebilen bir toplum olduk. Eğer kafayı sıyırmak kitap okumak ile oluyorsa, herkes kafayı sıyırsa keşke.

Şimdi sözü fazla uzatmadan büyük düşünürlere bırakıyorum:

“Okumak, kadın ve erkek her müslümana farzdır.” Hz. Muhammed (a.s.)

„Okumadan edindiğim biricik fayda bilgisizliğimi gittikçe daha iyi görmek olmuştur.“ Descartes

„Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez.“ Victor Hugo

„Okuma zevkini, Hindistan´nın hazinelerine değişmem.“ E. Gibbon

© Pınar Kibar

Yeni şeyler keşfedebilmek…Düşünebilmek ve

Fikir üretebilmek için…

Kitap okumanın insan üzerindeki müsbet etkisini yazmaya kalksak, inanın ciltler dolusu kitaplar yazsak anlatamayız. Biz bu yaz

mızda sadece bir kaç maddeye değinmekle yetineceğiz. Yazımıza çok basit bir soru ile başlamak istiyorum,

Kitap nedir?

Kitap: Bir kenarından birleştirilerek dışına kapak takılmış yani ciltlenmiş, (kağıt, parşörmen vb. malzemeden üretilmiş) üzeri baskılı sayfaların toplamıdır.

Kitap , içinde tecrübeler kokan bir eserdir. İçinde bir hayat saklıdır. Kitap, bir yeniliktir yenilenmektir.

Okumayı kendisine alışkanlık edilenlerin zihinleri yeniliğe herzaman açıktır. Onlar okuyarak düşünür ve fikirler üretirler. Okumak bizi bir “bilen” yapar, hatta öğrendiklerimizi pratiğe geçirdiğimizde de bizi bir “dahi”. Kitap okumak, hayata ve olaylara bakış açımızı değiştirir, geliştirir. Zihnimizi çalıştırır bizleri hantallıktan kurtarır.

Peki, insanlar bu kadar önemli olan okumayı neden ihmal ederler?

Çünkü hayata geliş gayesini birazcık unutmuşlardır. Hayata geliş gayesini unutmayanların ellerinden kitaplar hiç etsik olmaz. Düşünen insanların hayat kılavuzları kitaplarıdır. Hayata geldiğimiz günden itibaren, kendimize hep şu soruları sormamız istendi: Ben kimim? Nereden geldim ve nereye gidiyorum?.

Soru sorabilmek veya düşünebilmek için hiç birimizin filosof olmasına da gerek yoktur. Okuyan, düşünen her insan soru sorabilir. Herkes bakar, fakat herkes göremez. Görebilmek içinde çok okumamız gerekiyor. Ben görmek ile, beden gözünden bahsetmiyorum elbet. Benim sözünü ettiğim görememezlik, beyni boş olanların körlüğüdür. Zihni boş olanlar hakikati  görmekte zorluk çekerler. Nefes alıp verebilmek için ciğerdeki oksijen ne kadar önemliyse bir insan için, „bilgi“de bir okadar mühimdir. Bilgisiz beyin, beynin ölümüdür aslında. Dolayısıyla bilgi beyinin vitaminidir. Vitaminli beyin ise büyük işler yapabilecek potansiyele sahiptir.

Eğer kendimizi, ülkemizi, yaşadığımız toplumu değiştirmek istiyorsak, veya değişmesini arzuluyorsak, okumayı gözardı etmemeliyiz. Unutmayalım, medeniyetleri kitaplar kurar. Büyük fetihler peşindeysek eğer, önce çok kitaplar devirmeliyiz.

Çünkü boş bir beyin ile büyük fetihler gerçekleşemez. Bizim ecdatlarımız okumayı kendilerine adet edinmişlerdir. Yavuz Sultan Selim o kadar çok kitap okurmuş ki, adeta gözleri kan canağına dönermiş. Günde sekiz saat kitap okuduğu da bildiriliyor. Sekiz saat kitap mı? Evet , eğer Yavuz Sultan Selim gibi olmak isteyenler varsa içimizde, evet günde sekiz saat kitap okumamız gerekiyor. Bizler, ecdadının okumaktan gözleri kızaran,  dizi ve Tv izlemekten gözleri kan canağına dönen torunlarıyız.

Biz nelere değer vermeye başladık, hiç düşündük mü? Değerlerimizi nerelerde yitirdik aceba? Hiç sorduk mu kendimize? Nasıl sorabilelim ki, soru sorabilmekte başlı başına bir yetenektir. Bu yeteneğimizi de ancak okuma ile geliştirebiliriz. Okumayan soru soramaz, soru soramayanda hayatta ilerleyemez, olduğu yerde çakılı kalır.

Biz toplum olarak pek okumasını pek sevmiyoruz diyoruz. Bırakın sucu topluma yüklemeyi, sucu kendimizde arayalım. Kendimizden başlayalım. Eğitim sadece diploma almak değildir, eğitim hayat boyunca öğrenmek ve okumaktır. Çocuklarımıza bunu empoze etmeliyiz. Evlerde hiç kitap okumayan aileler çocuklarından çok okumasını beklemesi ne kadar tuhaftır. Maalesef, “Fazla okuma kafayı yersin” diyebilen bir toplum olduk. Eğer kafayı sıyırmak kitap okumak ile oluyorsa, herkes kafayı sıyırsa keşke.

Şimdi sözü fazla uzatmadan büyük düşünürlere bırakıyorum:

“Okumak, kadın ve erkek her müslümana farzdır.” Hz. Muhammed (a.s.)

„Okumadan edindiğim biricik fayda bilgisizliğimi gittikçe daha iyi görmek olmuştur.“ Descartes

„Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez.“ Victor Hugo

„Okuma zevkini, Hindistan´nın hazinelerine değişmem.“ E. Gibbon

0%
0%
Awesome
  • User Ratings (0 Votes)
    0
Showing 1 of 1
düşünmek eğitim fikir keşfetmek kitap okumak
Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Previous ArticleÄgypten: In 18 Tagen den Präsidenten stürzen – ein kurzer Rückblick
Next Article Die Nominierung von Gauck zum Bundespräsidenten
Pınar Kibar
  • Website
  • Facebook
  • X (Twitter)

1984 wurde sie in Halle/Westfalen geboren. 2012 hat sie ihr Studium in Soziale Arbeit an der FH Bielefeld abgeschlossen. Im moment arbeitet ich als Sozial-Arbeiterin beim Jugendamt.Andere Tätigkeiten sind, Kolumnen und Bücher schreiben. Als freie Journalistin hat sie bereits in einigen türkischen Tageszeitungen gearbeitet. Seit 2010 ist sie DIB-Autorin.

Related Posts

Bu gece yine Sana ağladım

15. Mai 2014

CEMAATE NEDEN ÇAKIYORLAR?

31. Juli 2013

Almanya’da iki dilli Türk öğrencilerinin Anadil öğrenme süreci

17. August 2012
Add A Comment

Comments are closed.

Mai 2025
MDMDFSS
 1234
567891011
12131415161718
19202122232425
262728293031 
« Apr.    
Integrationswörter
Bildung Bürger Christ Demokratie Deutsch Deutsche Deutschland Erdogan EU Europa Freiheit Frieden Geschichte Gesellschaft Integration Islam Kampf Kritik Kultur Leben Macht Medien Meinung Menschen Migrant Migranten Migration Muslim Muslime Muslimisch Politik Politiker politische Probleme Religion Schule Sprache Terror Tuerken Türk Türke Türkei türkisch Türkische USA
Copyright by Integrationsblogger
Archiv

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Cookie-Zustimmung verwalten
Um dir ein optimales Erlebnis zu bieten, verwenden wir Technologien wie Cookies, um Geräteinformationen zu speichern und/oder darauf zuzugreifen. Wenn du diesen Technologien zustimmst, können wir Daten wie das Surfverhalten oder eindeutige IDs auf dieser Website verarbeiten. Wenn du deine Zustimmung nicht erteilst oder zurückziehst, können bestimmte Merkmale und Funktionen beeinträchtigt werden.
Funktional Immer aktiv
Die technische Speicherung oder der Zugang ist unbedingt erforderlich für den rechtmäßigen Zweck, die Nutzung eines bestimmten Dienstes zu ermöglichen, der vom Teilnehmer oder Nutzer ausdrücklich gewünscht wird, oder für den alleinigen Zweck, die Übertragung einer Nachricht über ein elektronisches Kommunikationsnetz durchzuführen.
Vorlieben
Die technische Speicherung oder der Zugriff ist für den rechtmäßigen Zweck der Speicherung von Präferenzen erforderlich, die nicht vom Abonnenten oder Benutzer angefordert wurden.
Statistiken
Die technische Speicherung oder der Zugriff, der ausschließlich zu statistischen Zwecken erfolgt. Die technische Speicherung oder der Zugriff, der ausschließlich zu anonymen statistischen Zwecken verwendet wird. Ohne eine Vorladung, die freiwillige Zustimmung deines Internetdienstanbieters oder zusätzliche Aufzeichnungen von Dritten können die zu diesem Zweck gespeicherten oder abgerufenen Informationen allein in der Regel nicht dazu verwendet werden, dich zu identifizieren.
Marketing
Die technische Speicherung oder der Zugriff ist erforderlich, um Nutzerprofile zu erstellen, um Werbung zu versenden oder um den Nutzer auf einer Website oder über mehrere Websites hinweg zu ähnlichen Marketingzwecken zu verfolgen.
Optionen verwalten Dienste verwalten Verwalten von {vendor_count}-Lieferanten Lese mehr über diese Zwecke
Einstellungen ansehen
{title} {title} {title}